Temiz Hava Senin Hakkın

Davamıza destek vermek için aşağıda ki destek butonunu kullanarak
#temizhavabenimhakkim Hashtag ile Twitter paylaşımı yapabilirsiniz.

 Davayı Destekle  Instagram Change.org

Dava Hakkında

Aldığınız her nefes sizi acıtsa, ne yaparsınız? Yaşamak için mücadele edersiniz… İşte bu dava, Türkiye’de temiz hava hakkı için mahkemeye giden ilk insanın hem hukuk mücadelesi hem de yaşam mücadelesidir. Sen de bu davaya ortak ol çünkü temiz hava senin de hakkın!

  • “Temiz Hava Benim Hakkım” davası nedir?

    Bu dava, Türkiye’nin en kirli ve Avrupa’nın ise ikinci en kirli havasına sahip şehrinde, Batman’da yaşayan doğuştan orak hücreli anemi hastası Abdülbari Koç’un temiz hava hakkı mücadelesidir…

    Abdülbari Koç’un mücadelesi aslında bu davanın çok öncesinde başlar. Genetik bir rahatsızlık olan hastalığını tetikleyen şeyin Batman’ın kirli havası olduğunu anladığı gün, Koç için her şeyin başlangıcı olur.

  • Batman’daki hava kirliliğinin boyutları nedir?

    Batman’daki hava kirliliği aslında çok eskiye dayanan ve çözülmeyen kronik bir sorundur. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın resmî açıklamalarında Batman’daki hava kirliliğinin temel nedenleri olarak; enerji ve petrol endüstrisi tesislerinin (TÜPRAŞ-BOTAŞ gibi) şehir içinde kalması, anız yangınları ve vatandaşa dağıtılan düşük kaliteli kömür kullanımı olduğu belirtiliyor. Gebze Teknik Üniversitesi Yer ve Deniz Bilimleri Enstitüsü’nden Doç. Dr. Hakkı Baltacı tarafından Batman’ın hava kalitesiyle ilgili hazırlanan bilimsel görüş raporunda ise, Batman’ın 2006 ile 2020 yılları arası için yapılan analiz sonuçları inceleniyor ve yılın yarısında kirletici PM10 değerlerinin eşik değerini aştığı ve kış aylarında ise kükürtdioksit değerlerinin de çok fazla olduğu ifade ediliyor.

    Kısacası Batmanlılar aslında uzun yıllardır bu kirli havayı soluyor, petrol ve kömür kokusundan camlarını bile açamıyor. Batman’daki insan sağlığını bu ölçüde tehlikeye atan hava kirliliği, insan eliyle yapılıyor ve aslında tamamı önlenebilir ve öngörülebilir nedenlerden kaynaklanıyor. Otoriteler bu konuda hiçbir denetimde bulunmadığı gibi gerekli önlemleri de almıyor. Temiz Hava Benim Hakkım davası işte bu denetimsizliğe karşı açılıyor.

  • Kirli hava Abdülbari Koç’u nasıl etkiliyor?

    Havanın yoğun olarak kirli olduğu dönemlerde Abdülbari Koç, nefes almakta zorlanıyor ve ağrılı krizler yaşıyor. Yaşadığı krizler bazen birkaç saat, bazen günlerce bazen de haftalarca devam ediyor. Bu sebepten yılın büyük bir bölümünü kendi evinde cam açmadan oturarak ya da hastanede geçiriyor. Bu sebepten doğup büyüdüğü şehirde daha sağlıklı şekilde yaşayabilmesinin yollarını arıyor. 15 yılı aşkın süre boyunca anayasal dilekçe hakkını kullanarak havanın temizlenmesi için 100’e yakın başvuru yapıyor. Ancak hiçbir sonuç alamıyor…

    Sorumlu idareler, yegâne gayesi temiz hava solumak olan Koç’un tüm başvurularını ya yanıtsız bırakıyor ya da “ilgileniyoruz”, “bakıyoruz” gibi yanıtlarla geçiştirdiği gibi caydırma amacıyla Abdülbari Koç hakkında savcılığa şikâyette bulunuyor. Kendisine usulüne uygun şekilde tebligat dahi yapılmaksızın hakkında yakalama emri çıkarılarak kolluk gücüyle ifadeye götürülmeye çalışıldığı sırada Koç, yaşadığı stres nedeniyle kriz geçiriyor.

    Ömrünün neredeyse yarısını ilgili idarelere sorumluluklarını hatırlatmak için sesini duyurmaya çabalamakla geçiren Koç, sonunda mücadelesini mahkemeye taşıyor.

    İşte bu dava tek gayesi acı çekmeden temiz bir nefes almak olan Abdülbari Koç’un, Batman İli Valiliği ve Batman Belediyesi Başkanlığı’na açtığı 1 liralık tazminat davasıdır.

    Ve aslında bu dava aslında hepimizin davasıdır… Çünkü Abdülbari Koç, 1 TL’lik sembolik rakamla açtığı dava ile aslında tüm dünyanın temiz hava hakkını savunur.

    Düşük hava kalitesi yalnızca orak hücreli anemi ya da astım hastaları değil, nefes alan her canlı için bir tehdit oluşturur.

    Bu dava ile elde edilmek istenen, sanayi tesislerinde gerekli denetimlerin yapılması, temiz hava eylem planlarının uygulanması ve kirlilik kaynaklarının tespit edilerek etkin önlemlerin alınmasını, kısaca devletin havayı temiz tutma yükümlülüğünü yerine getirmesini sağlamaktır.

    Davanın kabul edilmesi ve Koç’un davayı kazanması Türkiye’de yeni bir sürecin başlamasına ön ayak olabilir.

    Dava yalnız Türkiye için değil, küresel ölçekte benzer olaylar için de emsal teşkil edebilir ve iklim mücadelesinde devletin rolü ve sorumluluğu bakımdan da son derece önemli bir örnek oluşturabilir.

    Tek geçim kaynağı aylık 900 TL engelli maaşı olan ve yüzde 90 oranında engelli raporu olan Abdülbari Koç bugün 44 yaşında. Orak hücreli anemi hastalarının iyi bakım şartlarında ortalama yaşam süresi maalesef 45 yıl.

    Abdülbari Koç belki de temiz hava hakkı için açtığı davanın sonucunu göremeyecek. Ama son nefesine kadar herkes için temiz hava hakkını savunarak, Türkiye’de ve dünyada çok şey değişecek…

    Güleryüz & Partners Avukatlık Bürosu tarafından gönüllü -pro bono- olarak üstlenilen ve bir yıl boyunca titizlikle hazırlanan dava dilekçesinin tüm detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Abdülbari Koç Kimdir?

Abdülbari Koç, orak hücreli anemi hastası olarak, 1978 yılında Batman’da dünyaya gelir. Genetik bir rahatsızlık olan hastalığı yüzünden çok küçük yaşlardan itibaren sağlık sorunlarıyla mücadele eder. Bu sebeple eğitim hayatını yarıda bırakmak zorunda kalır ve ilkokul 5. sınıftan sonra okula devam edemez. Ancak Koç’un sadece yarım bıraktığı eğitim hayatı değil tüm yaşamıdır. Çünkü her geçen gün ilerleyen hastalığı bir iş sahibi olmasına ve dahası hayatını yaşamasına engel olur. Hastalığının erken evrelerinde çeşitli işlerde geçici sürelerde çalışsa da git gide sıklaşan krizleri nedeniyle hiçbir zaman sürekli bir iş sahibi olamaz. Ancak içindeki yaşam isteği ve 2015’te evlendiği eşi onu ayakta tutar. Bir umut, 2017 yılında İŞKUR’un engellilere yönelik 6 aylık asgari ücretli konfeksiyon kursuna katılır fakat yine hastalığı çalışmasına engel olur. Çalışma gücünü %90 oranında kaybetmiş ve sürekli bakıma muhtaç hale gelen Koç’un tüm bakımını hayat arkadaşı üstlenir. 2004 yılından bu yana aldığı (900 TL’lik) engelli aylığı ile geçinmeye çalışan Koç, herhangi bir sosyal sigortası olmadığı için sık sık başvurmak zorunda kaldığı sağlık hizmetlerini Yeşil Kart ile sağlar. Orak hücreli anemi hastalığının hayatına etkilerini Abdülbari Koç şu kelimelerle anlatıyor: “Her geçirdiğim kriz sonrası hayata yeniden başlayan emekleyen çocuklar misaliyim, yaşadığım ağrılı kriz evresi, başı, sonu ve iyileşme aşamasında bakıma muhtaç çocuklardan farkım olmuyor; yaşamımı a’dan z’ye etkiliyor.” Abdülbari Koç bu hastalıkla yaşamaya çalışırken, ilk kez şehir dışına yaptığı kısa süreli seyahatler sırasında hayatını etkileyecek çok büyük şeyin farkına varır. Koç, Batman’ın dışına çıktığında daha az kriz geçiriyor ve daha az acı çekiyordur! Aslında doktorlar, hava kirliliğinin ve sigaranın hastalığı üzerindeki olumsuz etkilerine ilişkin onu yıllar önce uyarmıştır. Bu sebeple 20 yıl önce sigarayı bırakır Koç. Ancak buna rağmen hastalığı iyiye gitmez. Başka şehirlerde bulunduğu dönemlerde daha nadir kriz geçirmesi ya da hiç kriz geçirmiyor oluşu onun için bir başlangıç olur. Çünkü hastalığında hava kirliliğinin bu denli etkili olduğunun daha önce farkında değildir. Batman’a yani doğduğu büyüdüğü topraklara her dönüşünde, son derece ağrılı krizler yaşar… Hastalığının evrelerindeki sıklaşmanın, hava kirliliği ile bağlantısını çok net anladığında Abdülbari Koç yetkili otoriterle mücadeleye başlar. Yaklaşık 13 yıldır yaşam kalitesini ciddi şekilde düşüren hava kirliliğine ilişkin şikayetleri için başvurduğu her kapı yüzüne kapanır… Abdülbari Koç, adeta yok sayılır! Ömrünün neredeyse yarısını ilgili idarelere sorumluluklarını hatırlatmak için sesini duyurmaya çabalamakla geçiren Koç, sonunda mücadelesini mahkemeye taşır. Yapılan araştırmalara göre, orak hücreli anemi hastalarında ortalama yaşam süresi ülkeden ülkeye ve yaşam kalitesine göre farklılık göstermekle birlikte 45 yaş civarıdır. Abdülbari Koç ise maalesef bugün 44 yaşındadır… Araştırmalar ölüm riskinin her 10 yaşta bir önemli ölçüde arttığını gösterirken, Koç’un 44 yıllık ömrü hep daha temiz bir almak için mücadeleyle geçmiştir. Abdülbari Koç, belki de temiz hava hakkı için açtığı davanın sonucunu göremeyecek… Ama son nefesine kadar herkes için temiz hava hakkını savunarak, duyurmak istediği sesini duyuracak!

Hedefimiz Temiz Hava

Hayatta hiçbir şey soluk alıp vermekten daha değerli olamaz. Çünkü aldığımız nefes hayattır!

Araştırmalara göre, dünyada her 10 kişiden 9'u kirli hava soluyor ve yılda 8 milyon insan hava kirliliğinin sebep olduğu hastalıklardan etkileniyor. Her yıl hava kirliliğiyle bağlantılı nedenler dolayısıyla, 400 binden fazla insanın yaşam süresi kısalıyor.

Düşük hava kalitesi yalnızca orak hücreli anemi ya da astım hastaları değil, nefes alan her canlı için bir tehdit. 2019 yılı Küresel Hastalık Yükü Raporuna göre hava kirliliği yüksek kolesterol ve böbrek yetmezliğinden daha çok ölüm ve maluliyete neden oluyor ve genel risk faktörleri arasında 5. sırada yer alıyor.

Temiz Hava Benim Hakkım davası ile elde edilmek istediğimiz, sanayi tesislerinde gerekli denetimlerin yapılması, temiz hava eylem planlarının uygulanması ve kirlilik kaynaklarının tespit edilerek etkin önlemlerin alınmasıdır. Kısacası bu dava ile hedefimiz, devletin havayı temiz tutma yükümlülüğünü yerine getirmesini sağlamaktır.

Ve bunu sen olmadan yapamayız çünkü;

Hava insan eliyle çizilmiş yapay sınırları tanımaz. Bu nedenle bir ilde havanın kirli olması başta o ilin bulunduğu bölge olmak üzere tüm ülkeyi ve hatta tüm dünyayı ilgilendirir. Tam da bu nedenle hava kirliliği ile mücadele de kolektif ve organize bir çalışmayı gerektirir.

Hadi sen de bu mücadelemizde yanımızda ol,

ABDÜLBARİ KOÇ KAZANSIN, DÜNYA TEMİZ BİR NEFES ALSIN!

İletişim

Ziyaretçi Sayısı: 37144